3 Temmuz 2017 Pazartesi

Albert Einstein ve Ona özgü Düşünceler

  • Delilik: aynı şeyi tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemektir.
  • Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür.Hayal gücü ise her yere.
  • Aptallık ve dahilik arasındaki fark; dahiliğin sınırları olmasıdır.
  • Güzel bir kızla flört ederken bir saat bir saniye gibi gelir.Kızgın bir közün üzerinde otururken bir saniye bir saat gibi gelir. Izafiyetbudur.
  • Dağınık masa, dağınık kafaya işaretse, boş masa neye işaret ?
  • Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirir.
  • Hayat bisiklet sürmek gibidir.Dengenizi korumak için, devam etmelisiniz.
  • Yaratıcılık, kaynaklarınızı iyi saklayabilmektir.
  • Hayatta başarı A ise, A eşittir x artı y artı z. Çalışmak x; eğlenmek y; z ise çeneni tutmaktır.
  • Dünya yaşamak için tehlikeli bir yer, ama kötü insanlar yüzünden değil, bununla ilgili hiçbir şey yapmayan insanlar yüzünden.
  • Bileydim çilingir olurdum ! (Hiroshima'ya atılan atom bombasından sonra söylediği söz)
  • Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.Çünkü bilgi sınırlıyken, hayal gücü tüm dünyayı kapsar.
  • Yalnızca başkaları için yaşanan bir hayat yaşanmaya değerdir.
  • Bilim olmadan din topaldır, din olmadan bilim ise kördür.
  • Dünden öğrenin, bugün için yaşayın, yarın için ümit edin.
  • Kadınlar erkeklerle değişeceklerini ümit ederek evlenirler.Erkekler ise kadınlarla değişmeyeceklerini.Böylece her biri kaçınılmaz hüsrana uğrar.
  • Üçüncü dünya savaşında hangi silahlar kullanılacak bilmiyorum, ama dördüncü dünya savaşında insanlar taş ve sopalar kullanacaklar.
  • Bu dünyadan aldığının karşılığını yerine koymak her insanın zorunluluğudur.
  • Tesadüf, Tanrı'nın gizli kalma şeklidir.
  • Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür.Hayal gücü ise her yere.
  • Tanrı her zaman en kolay yolu seçer.
  • Altı yaşındaki çocuğa açıklayamıyorsan, sen de anlamamışsındır.
  • Özel bir yeteneğim yok.Sadece tutkunca meraklıyım.
  • Aşk, görevden daha iyi bir öğretmendir.
  • İlk önce oyunun kurallarını öğrenmelisiniz, sonra da herkesten iyi oynamayı.

Albert Einstein'ın sözlerinden çıkarılacak 10 ders:

  1. Meraklı olun: "Benim özel bir yeteneğim yok.Sadece aşırı meraklıyım."
  2. Kalıcılık paha biçilmez: "O kadar akıllı olduğumdan değil, ben sadece problemler üzerinde biraz daha fazla kalıyorum."
  3. Ana yoğunlaşın: "Güzel bir kızı öperken düzgün araba kullanabilen bir erkek, öpücüğün hakkını vermiyor demektir."
  4. Hayal gücü, güçlüdür: "Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür.Hayal gücü ise her yere."
  5. Hata yapın: "Hayatında hiç hata yapmamış biri hiç yeni bir şey denememiş demektir."
  6. Anı yaşayın: "Ben geleceği düşünmem - yeterince çabuk geliveriyor zaten."
  7. Değer Yaratın: "Başarılı olmaya çalışmaktansa, değerli olmaya çalışın."
  8. Tekrarcı olamyın: "Delilik: aynı şeyi tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemektir."
  9. Bilgi deneyimden gelir: "Bilgi bilgelik değildir.Bilgeliğin tek kaynağı deneyimdir."
  10. Oyunun kurallarını öğrenin ve daha iyi oynayın: "İlk önce oyunun kurallarını öğrenmelisiniz, sonra da herkesten iyi oynamayı."

Albert Einstein'ın sözlerinden din ve tanrı ile ilgili yaptığımız çıkarımlar

Einstein'ın ilahiyatı tamamiyle reddetmediğini ama insanlar tarafından kısmen çarptırılıp, hatta uydurulduğunu iddia ettiğini söyleyebiliriz.Einstein kesinlikle ve kesinlikle 'ateist' değil, aksine 'teist'tir.Agnostik demek bile ağır kaçabilir, her ne kadar kendisi görüşlerini agnostiklerinkilere benzetse de.Albert Einstein'ın "The World as I See It" adlı eserinde din ve tanrı ile ilgili görüşlerine detaylı olarak yer vermiştir."Tanrı zar atmaz" sözünde mutlak ve herşeyden üstün -superior- bir varlığı tanıyan Einstein, "Bilim olmadan din topaldır, din olmadan bilim ise kördür." sözünde de dinin önemine dikkat çekerek, insanlar için en az bilim kadar gerekli olduğunu vurguluyor.



Alıntı Albert Einstein sözleri

  • Gelecekte başarılı olacak insanlar, geçmişten çalışarak ulaşmalıdır.
  • Günde yüz kez kendime iç ve dış yaşamımın, yaşayan ya da ölü başka insanların emeğine dayandığını hatırlatıyorum; çok derinlere dalmadan günlük yaşamdan biliyoruz ki, bir insan başkaları için vardır.
  • Bana güvenilen bir sırrı kutsal bir emanet gibi saklarım, ama sırları elimden geldiği kadar bilmemeye çalışırım.
  • Ben geleceği düşünmem - yeterince çabuk geliveriyor zaten.
  • Akıllı ve iyi niyetli insanlara özgü bir ada olması için neler vermezdim; öyle bir yer olsa ben bile vatansever kesilirdim.
  • Propagandayla zehirlenmedikleri sürece kitleler asla savaş düşkünü değildirler.
  • Kuantum mekaniği konusunda çok çalışmak gerekir. Ama, içimden bir ses bana bunun her şeyin çözümü olmadığını söylüyor. Bu teoriyle birçok şey açıklanıyor; ama hala O'nun sırrını çözebilmiş değiliz. Ben yine de, O'nun zar atıp kumar oynadığını, hiç mi hiç zannetmiyorum.
  • İlkelerin boğazına dolanıp dibe batmaktansa, oportünist olup suyun üstünde kalmayı yeğlerim.
  • Genelde insanlığın kaderi, hak ettiği olacaktır.
  • Yeryüzündeki şartların düzelmesi, sadece bilimsel buluşlardan çok ahlaklı bir yaşama düzeninin gerçekleşmesine bağlıdır.
  • Gerçeği aramak onu elde etmekten daha kıymetlidir.
  • Yüksek ruhlar, her zaman sıradan akılların şiddetli muhalefetleriyle karşılaşırlar.
  • En değerli kişiler alçakgönüllü olanlardır.
  • Sağduyu, onsekizine kadar edindiğimiz önyargılar toplamıdır.
  • Aşka düşmekten yer çekimi sorumlu değildir.
  • İnsanlar bundan 100 sene sonra Gandhi diye bir insanın yer yüzünden geçtiğine inanamayacak ve onu bir efsane sanacaklar.
  • Bir hatayı iki defa tekrar etmeyen en mükemmel insandır.
  • Büyük güce sahip egemen devletler olduğu sürece savaş kaçınılmazdır.
  • Ben atomu insanlığa hizmet etmek için buldum. Onlar bomba yapıp birbirlerini yok ettiler.(5 Mayıs 1930'da İngiltere Tıp Akademisinde "En İyi Doktor" Ödülünü alırken)
  • Gerçek yalnızca bir ilüzyondur, ama bitmek bilmeyen bir ilüzyon
  • Güzel gençler doğanın eseridir, güzel yaşlılar ise sanatın.
  • Ancak başkaları için yaşanan bir hayat, yaşamaya değer bir hayattır.
  • Eğer bir adam marşla uyum içinde yürüyebiliyorsa, o değersiz bir yaratıktır. kendisine yalnızca bir omurilik yeterli olabileceği halde her nasılsa yanlışlıkla bir beyni olmuştur onun. Uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir. Emirle gelen kahramanlıktan, bilinçli ve bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nefret ediyorum. Ben savaşı ve o soğuk silahları öylesine tiksindirici ve aşağılayıcı buluyorum ki böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi yok ederim daha iyi...benim anlayışıma göre sıradan bir cinayet, savaşta adam öldürmekten daha kötü değildir.
  • Bilim atom bombasını üretti, fakat asıl kötülük insanların beyinlerinde ve kalplerindedir.
  • Aptallık ve dahilik arasındaki fark; dahiliğin sınırları olmasıdır.
  • Eğer ne yaptığımızı biliyor olsaydık, buna araştırma denmezdi öyle değil mi?
  • Dünyada bir tane dahi çocuk mutsuz olduğu sürece, büyük icatlar ve ilerlemeler yoktur.
  • Sorunlar, onları yaratanların mantığı ile çözümlenemez.
  • Bilim, her günkü düşünmelerimizin saflaşmasından başka bir şey değildir.
  • Bir hatayı iki defa tekrar etmeyen en mükemmel insandır.
  • Zorlukların göbeğinde fırsatlar yatıyor.
  • Büyük idealler uğruna önce küçük bir azınlık savaşım vermiştir.
  • Matematikçiler, Görelilik Kuramına el attıktan sonra, ben kendi kuramımı tanıyamaz hale geldim.
  • Hayal bilimden daha önemlidir, çünkü bilim sınırlıdır.
  • Dünya; kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.
  • Gerçeğin bilgisi deneyle başlar, deneyle biter.
  • Gençliğimizde düşüncelerimizi oluşturan tüm konular sevgiyle ilgilidir, sonraları ise tüm sevgimiz düşüncelerimiz olur.
  • Görelilik kuramım başarıyla kanıtlanırsa Almanya benim bir Alman olduğumu iddia edecek, Fransa ise dünya vatandaşı olduğumu açıklayacaktır. Kuramım gerçek dışı çıktığında ise, Fransa bir Alman olduğumu söyleyecek, Almanya ise bir Yahudi olduğumu açıklayacaktır.
  • Hayatı yaşamanın iki yolu vardır: Biri hiçbirşeyin mucize olmadığını düşünmek, diğeri herşeyin mucize olduğunu düşünmek.
  • Sadece iki şey sınırsızdır, evren ve insanoğlunun ahmaklığı, ilkinden o kadar da emin değilim.
  • İnsanlığın buluş ruhu, son yüzyılda bize öyle şeyler armağan etti ki; yönetimdeki gelişmeler de teknik gelişmelere ayak uydurabilseydi üzüntüsüz ve mutlu bir yaşama kavuşurduk.
  • Birisinin atom bombası yapmasına yardım etmekten daha kötü sadece bir şey var.O da nazilere atom bombası yapmaları için yardım etmek.
  • İfade özgürlüğünü, yasalar tek başına garanti edemez. Herkesin kendi düşüncesini, cezalandırma olmaksızın açıklayabilmesi için toplumda hoşgörü mevcut olmalıdır.
  • Açlıktan karnı guruldayandan dürüst politikacı olmaz.
  • İki şey sonsuzdur; İnsanoğlunun aptallığı ve evren. Fakat ikincisinden o kadar emin değilim.
  • Ben görevimi burada bitiriyorum.Son sözleri
  • Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır.
  • Bu dünyada beni birkaç kişi anladı, onlar da yanlış anladı.
  • Tabiatta öylesine yüksek bir akıl kendini gösteriyor ki, insanın en ince düşünceleri ve buluşları bu aklın yanında sönük bir gölge gibi kalır.
  • Her savaş insanlığın ilerlemesini engelleyen kötülük zincirine bir halka ekler.
  • Dahiliğin mutlak bir sınırı vardır, aptallığın asla.
  • Yanlış yapmayan insan yoktur; insanlık yanlışını kabul ve düzeltmekle olur.
  • İnsanlar kendileri karşı çıkmadıkça, hiçbir şey savaşları ortadan kaldıramaz.
  • Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır.
  • Gerçeklikle karşılaştırıldığında, bilimde vardığımız düzey ilkeldir, çocuk oyuncağıdır. Ama sahip olduğumuz en değerli şey odur.
  • Savaş insan toplulukları arasındaki çatışmanın en azgın biçimidir; aynı zamanda en trajik.
  • Zorunlu askerlik sadece medeniyetin devamı için değil, aynı zamanda varlığımız için de ciddi bir tehlike oluşturur.
  • Fiziği görelilik ilkesine sokmak fikrini rastgele bulmama teşekkürler, siz (ve diğerleri) benim bilimsel yeteneklerimi beni rahatsız edecek kadar çok abartıyorsunuz.
  • Böyle böyle olacağını bilseydim, bir ayakkabı tamircisi olurdum.(Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan atom bombaları sonrasında verdiği demeç)
  • Herkesin fikir birliğine vardığı bir akşam, kayıp bir akşamdır.
  • Eğitim, insanın okulda öğrendiği her şeyi unuttuğunda arta kalandır.
  • Dehanın 10'da 1'i yetenek 10'da 9'u da çalışmaktır.
  • Yolculuk etmeyi seviyorum ama varmaktan nefret ederim.
  • Bir kum tanesinin sırrını çözmeyi başarsaydık, bütün dünyanın sırrını öğrenmiş olurduk.
  • 3. Dünya savaşında hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum ama 4. Dünya savaşında taş ve sopalar olacağını biliyorum.
  • Hayatında hiç hata yapmamış biri hiç yeni bir şey denememiş demektir.
  • Bazı erkekler kadınları anlamaya çalışır, diğerleri kendilerini daha basit konulara adarlar, örneğin görelilik kuramına.
  • A'yı hayatta başarı olarak tanımlayalım, o zaman A = X + Y + Z' dir; X çalışmaktır, Y oyundur Z ise çenesini tutmayı bilmektir.
  • Neden beni hiç kimse anlamıyor, ama herkes beni seviyor?
  • Çok zeki olduğumdan değil, sadece sorunların üstünde daha çok duruyorum.
  • İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz.
  • Ben atomu insanlığa hizmet etmek için buldum. Onlar bomba yapıp birbirlerini yok ettiler.
  • Dünyanın Kainat'taki biricik meskûn yer olduğunu farz etmek bile düpedüz cehalettir. Yetkili kişileri - uçan daireler yoktur – iddiasına sürükleyen tabii bir korku veya beşeri bir kibir ve azamettir.
  • Sadece barışçı değil, militan bir barışçıyım. Barış için savaşmaya hazırım.çeviri
  • Ben gelecek için hiç bir endişe duymadım. O yeterince hızlı geliyor.
  • Eğer gerçeği açıklamak istiyorsan, zarafeti terziye bırak.
  • Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.
  • İnsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil, prensipleri ve inançlarıdır.
  • Uzay insanoğlu için çok karmaşıktır. uzayda insan kocaman bir kütüphanedeki minicik bir çocuğa benzer, çocuk ordaki kitapların yazıldığı binbir çeşit dili anlamaz, nasıl yazıldığınıda anlamaz, dikkatini çeken şey o kitapların karmaşık dizilişindeki ahenktir ve insan oğluda uzayın ahengini çözmeye çalışabilir ancak.
  • Güzel bir kızı öperken düzgün araba kullanabilen bir erkek, öpücüğün hakkını vermiyor demektir.
  • İnsan savaş gibi inanmadığı bir şey için acı çekeceğine, barış gibi inandığı bir dava uğruna ölse daha iyi değil mi.
Einstein sözleri veya Albert Einstein ın sözleri ni ararken, einstein ünlü sözler, einstein lafları diye arama yapmış olabilirsiniz.Ya da belki bu dahinin aşkla ilgili sözlerini aramak için albert "einstein aşk sözleri" yazdınız.Belki de Einstein'ın ingilizce sözlerini arıyordunuz, albert einstein sözleri ingilizce, einstein sözleri, ingilizce einstein quotes gibi aramalar yaparak.
Ya da sözlerinden çok albert einstein buluşları veya albert einstein soruları nı merak ediyordunuz.albert einstein kimdir diye soruyordunuz.

Her ne olursa olsun, Albert Einstein sözleri ile ilgili herşeyi bu sayfada bulabileceksiniz.En geniş Einstein özlü sözler arşivi tilqi.com'da.

Albert Einstein kimdir ?

Albert Einstein, Yahudi asıllı Alman teorik fizikçi olup, 14 Mart 1879'te Almanya'nın Ulm kentinde dünyaya gelmiş,  18 Nisan 1955'te hayatını kaybetmiştir.
Mesela Einstein'a İsrail devlet başkanlığı teklif edildiğini ve reddettiğini biliyor muydunuz ? Einstein ile ilgili diğer ilginç gerçekler için:Einstein gerçekleri
Almanya'nın Ulm kentinde dünyaya gelen Einstein, yaşamının ilk yıllarını Münih'te geçirdi. Lise eğitimini ve yüksek eğitimini İsviçre'de tamamladı fakat bir üniversitede iş bulmada yaşadığı zorluklar nedeniyle bir patent ofisinde müfettiş olarak çalışmaya başladı. 1905 yılı Einstein için bir mucize yıl oldu ve o dönemde kuramları hemen benimsenmemiş olsa da ileride fizikte devrim yaratacak olan dört makale yayınladı. 1914 yılında Max Planck'ın kişisel ricası ile Almanya'ya geri döndü. 1921 yılında fotoelektrik etki üzerine çalışmaları nedeniyle Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. Nazi Partisi'nin iktidara yükselişi nedeniyle 1933'te Almanya'yı terk etti ve Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleşti. Ömrünün geri kalanını geçirdiği Princeton'da hayatını kaybetmiştir.
Albert Einstein, özel görelilik ve genel görelilik kuramları ile iki yüzyıldır Newton mekaniğinin hakim olduğu uzay anlayışında bir devrim yaratmıştır. Sadece matematik hesaplamalar ve denklemler ile oluşturduğu kuramları sonradan deneysel olarak defalarca doğrulanmıştır. E = mc2 denklemi ile formüle ettiği kütle-enerji eşdeğerliği yıldızların nasıl enerji oluşturduğuna açıklama getirmiş ve nükleer teknolojinin önünü açmıştır. Fotoelektrik etki ve Brown hareketine getirdiği matematiksel açıklamalar, modern fiziğe diğer katkıları arasındadır. Ömrünün büyük bir kısmını bütün kuramları birleştiren bir birleşik alan kuramı yaratmaya çalışarak geçirmiş ama bu çabaları sonuçsuz kalmıştır. Einstein kuantum mekaniğinin bazı sonuçlarına, özellikle belirsizlik ilkesine oldukça şüpheci yaklaşmış fakat bu yaklaşımlar ileride geniş kabul görmüştür.
Einstein Nazilerin nükleer bomba geliştirmesi endişesiyle ABD başkanı Roosevelt'e bir mektup göndermiş, ABD'nin nükleer çalışmalara başlamasını tavsiye etmiştir. Holokost sonrası Yahudilerin kendi ülkelerine sahip olması gerektiği fikrini savunmuş, İsrail'in kuruluşuna destek vermiştir. Çeşitli söyleşilerinde Yahudilik dinine ve diğer kutsal kitaplara inanmadığını belirtmiş, sosyalizme sempati duyan bir makale yayınlamıştır. Bertrand Russell ile birlikte nükleer silahlara karşı bir manifesto da yayınlamıştır.
Einstein hayatı boyunca 300’den fazla bilimsel makale yayınlamıştır, ayrıca 150’den fazla bilim dışı çalışmaları da olmuştur. Başarıları ve eserleri nedeniyle Einstein sözcüğü, “dahi” ile eşanlamlı kullanılmaya başlanmıştır.

Tanrı ve Din hakkında görüşleri

Ben içten inanan bir inançsızım. Bu biraz yeni bir tür inançtır.
Ben doğaya hiçbir zaman bir amaç, hedef veya "antropomorfik" olarak anlaşılabilecek bir şey yüklemedim. doğadan anladığım, onun sadece çok eksikçe kavrayabildiğimiz olağanüstü güzellikte bir yapı olduğu ve düşünen insana alçakgönüllülük hissini aşılaması gerektiğidir. Bu, mistizm ile hiç alakası olmayan gerçek bir inanca dayalı bir duygudur. İnsan suretinde bir tanrı fikri bana oldukça yabancıdır ve hatta safça gelir.

Dinsel görüşlerim hakkında okuduklarınız elbette bir yalandı,düzenli olarak tekrar edilmekte olan bir yalan.İnsan suretinde bir tanrıya inanmam ve bunu hiçbir zaman etmedim, aksine bunu açık bir şekilde ifade ettim. Eğer içimde dinsel olarak tanımlanabilecek bir his var ise, bu dünyanın yapısının karşısındaki sınırsız hayranlığımdır. Elbette bilimimizin açıklayabildiği kadarıyla.

Algılanamaz bir varlığın olduğunu varsaymak....algılanabilir dünyada bulduğumuz düzenliliği anlamaya yardımcı olmaz.

Tanrı nedir? diye soran bir Iowa öğrencisine mektup, Temmuz 1953

Bireysel bir tanrı anlayışı bana oldukça yabancı ve hatta safça geliyor.(1950)
Eğer içimde dini denebilecek bir şey varsa bu,bilimin ortaya çıkarabileceği ölçüde,dünyanın yapısına karşı sınırsız hayranlığımdır(1954)
Eğer yaşamımızı çocuklarımızda ve genç kuşaklarda sürdürebilirsek ölüm bizim için bir son değildir.Onlar bizdir artık;bedenlerimizse yaşam ağacındaki solgun yapraklardır sadece.(1926)

Etik yalnız insansıl bir sorundur,arkasında insanüstü bir yetke bulunmamaktadır ve buna gerekte yoktur(1953)
Hayatın gelişmesi ve yüceltilmesine ilişkin temel ahlakı ilkelerin öneminin bilince çıkarılmasında, kural koyucu inancına özellikle de ödüllendiren ya da cezalandıran bir kural koyucuya gereksinim olmadığından eminim.

M.Berkowitz'e mektup, 25 Ekim 1950

Kuantum mekaniği kesinlikle etkileyici. Ancak içimden bir ses, henüz gerçeğin bu olmadığını söylüyor. Kuram bir çok şeyi açıklıyor, buna karşın bizi gerçekten Tanrı'nın gizemine götürmüyor. Ben, ne olursa olsun, O'nun zar atmadığına inanıyorum.

"Einstein: the Life And Times" ISBN 0-380-44123-3, Max Born'a yazdığı bir mektuptan (12 Aralık 1926) alıntıdır. Genelde bu söz, "Tanrı Zar Atmaz" şeklinde bilinir.

19 Haziran 2017 Pazartesi

Mutlaka Okuyun - Beyaz Geceler

Beyaz Geceler adlı öyküsünde Fyodor Dostoyevski, okuyucuya kitap kapağında da belirtildiği gibi 'bir hayalperestin anılarını' sunuyor. Dostoyevski'nin bu akıcı eseri, bir çırpıda okunacak cinsten.

Kitabın ana karakteri olan yazar Petersburg'da hizmetçisiyle yaşayan, kendini insanlardan soyutlamış fakat tüm sokakların ona ait olduğunu düşünen hayalperest bir adam. Eğer şehrindeki insanlar mutluysa neşelenen, üzgünse hüzünlenen bir hayalperest.

Yaz geldiğinde şehirdeki insanlar yazlıklarına gitmeye başlar. Bu nedenle de kahramanımız kendini çok yalnız hisseder. Bu nedenle dolaşmaya başlar. O kadar çok yürür ki, şehir dışına çıkar. Bu kez de kırlarda dolaşmaya başlar. Gece olduğunda şehre geri dönerken, nehir kenarında korkuluklara yaslanmış ağlayan bir kız görür. Kızın yanına gider, fakat kız ürküp caddenin karşısına geçtiğinde bundan vazgeçerek yürümeye devam eder. Fakat az sonra sarhoş bir adamın kızı rahatsız ettiğini gören kahramanımız, kızın yanına gider ve onu kurtarır. Bunun üzerine kız ona minnettar olduğundan konuşmaya başlar ve yürümeye devam ederler. Kızın adı Nastenka'dır ve on yedi yaşındadır. Kahramanımız Nastenka'ya evine kadar eşlik ederken, ona nehir kıyısında neden ağladığını sorar. Nastenka kendisini tanımadığını, eğer tanıyabilirse neden ağladığını da anlatacağını söyler. Böylece ertesi gece yine aynı yerde buluşmak üzere sözleşirler. Kahramanımız çok mutludur, ilk defa bir kadınla bu kadar yakınlaşmıştır. Çok heyecanlanmıştır, ertesi geceyi sabırsızlıkla bekler. Ertesi gece geldiğinde, konuşmaya başlamadan Nastenka bir uyarıda bulunur, kendisine asla aşık olmamasını ister ondan, böylece arkadaş olabileceklerdir. O da bunu kabul eder ve böylece aralarında bir arkadaşlık başlar. Kahramanımız hikayesini anlatmaya başlar. Ne kadar yalnız olduğunu, sekiz yıldır Petersburg'da yaşamasına rağmen hiç arkadaşı olmadığını, günlerini evinde tek başına hayal kurarak geçirdiğini söyler. Konuşmasını bitirdiğinde Nastenka ona kendisini asla bırakmayacağını söyler. Böylece kendi hikayesini anlatmaya başlar.

Nastenka küçük yaşta annesi ve babası öldüğünde, kör ninesiyle kalmıştır. Bir keresinde ninesinin sözünü dinlemediğinden, ninesi iki yıldır Nastenka'nın elbisesini kendininkine iğneleyerek onu yanında tutmaktadır. Bu nedenle o da kendi yalnızlığına mahkum olmuştur.

Başka bir gelirleri olmadığından, evlerinin tavan arasını kiraya veren Nastenka ve ninesi, geçen yıl tavan arsını genç bir adama kiralamışlardır. Kiracı, bir keresinde Nastenka'ya kitap yollar, sonra bir keresinde de onu ve ninesini operaya götürür. Fakat bir daha da hiç uğramaz. Nastenka genç adama aşık olmuştur. Fakat adam bir iş için Moskova'ya gideceğini söylemiştir. O gece Nastenka eşyalarını bir bavulda toplar ve tavan arasına çıkar. Fakat genç adam bunu kabul etmez. Kendisini beklemesini, bir yıl sonra döndüğünde eğer hala istiyorsa kendisinden başka biriyle evlenmeyeceğini söyler. Böylece ertesi sabah gider.

Genç adam şehre döneli üç gün olmuştur fakat hala Nastenka'ya gelmemiştir. O gece Nastenka bunun için ağlamaktadır işte. Kahramanımız, Nastenka'nın hikayesine gerçekten çok üzülür, onu teselli etmeye çalışır. Fakat olanlar ortadadır işte. Yine de Nastenka'ya sözlüsüne bir mektup yazmasını, mektubu ona iletebileceğini söyler. Nastenka çoktan bir mektup yazmıştır zaten. Kahramanımız, mektubu Nastenka'nın verdiği adrese götürür fakat sonraki iki gün boyunca mektuba cevap gelmez. Nastenka buna çok üzülmüştür. Kahramanımız Nastenka'nın üzüntüsü karşısında daha fazla kendini tutamaz ve Nastenka'ya ona aşık olduğunu söyler. Nastenka çok şaşırır. Bunu beklemiyordur. Fakat sonra onun sevgisine bir önem vermeyen birini beklemek yerine kendisini seven ve değer veren birini tercih edeceğini fark eder. Nastenka da ona kendisini sevdiğini söyler. Böylece bütün gece evlilik planları yaparak dolanıp dururlar. Geç saatlerde kahramanımız Nastenka'yı evine bırakırken, karşıdan bir adamın gelmekte olduğunu görürler. İşte bu odur, sonunda gelmiştir. Nastenka adamın kollarına atılır, sonra geri dönüp kahramanımızı öper ve genç nişanlısıyla uzaklaşırlar. Çok üzülmüştür, fakat Nastenka gitmiştir işte. Ertesi gün Nastenka, bir mektup gönderir. Hep dost kalacaklarını söylemiştir mektubunda. Kahramanımız, mektubu ağlaya ağlaya defalarca okur.



12 Haziran 2017 Pazartesi

Depremi Önceden Bildi!!!

Saat 15.28'de Ege Denizi'nde meydana gelen 6,2 şiddetindeki deprem İzmir ve civar illerde şiddetli bir şekilde hissedildi. Deprem sosyal medyada da geniş yer bulurken, eski CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur'un depremden 2 saat önce Twitter hesabından yaptığı deprem uyarısı ise sosyal medyada geniş yankı buldu!!!!




31 Mayıs 2017 Çarşamba

Kesinlikle Okunması Gerek 15 Kişisel Gelişim Kitabı


Kişisel gelişim kitaplarının sayısı gün geçtikçe artıyor. Eğer bir öneriden yola çıkmıyorsanız hangisinden başlamak gerektiğine karar vermek oldukça zor. Karar vermenizi kolaylaştırmak için mutlaka okunması gerektiğini düşündüğümüz 15 kişisel gelişim kitabını derledik. Listemize dahil etmediğimiz önemli kişisel gelişim kitapları olabilir. Ancak bu liste kişisel gelişim kitaplarına başlamak isteyenler için oldukça güzel bir rehber olacaktır.

1. Evrenden Torpilim Var – Aykut Oğut
Aykut Oğut, kitapta kendi yaşadıklarından yola çıkarak, gerçekten istenildiği takdirde başarılamayacak hiçbir şeyin olmadığının altını çiziyor. Kendisinin daha önce 150 kg olduğunu, hiç dil bilmeden Amerika’ya gittiğini, daha sonra 70 kg’a düştüğünü, Amerika’da seslendirme işleri yapacak kadar İngilizcesini geliştirdiğini ve her eline attığı şeyin altın bir yumurtaya dönüştürdüğünü anlatan eğlenceli ve öğretici bir kitap.

“Eğer mutluluk formülünüz şöyle ise,
FALANCA OLAYIN OLMASI = MUTLULUK.
Falanca olay olmadığında bu formül aynen şöyle değişir:
FALANCA OLAYIN OLMAMASI = MUTSUZLUK.
Bu da demektir ki, mutluluğunuz aslında pamuk ipliğine bağlı. Başkalarının ne dediğine, nasıl davrandığına, olayların nasıl geliştiğine bağlı. Yani HER AN DEĞİŞEBİLİR! Valla kolay gelsin. İnsan herhalde böyle bir mutluluk anlayışı ile kafayı yer. Çok ciddiyim.
“BİR MAĞARAYA ÇEKİLİP, BEN ERDİM ARTIK, bi tarafım göğe yükseldi, oramdan buramdan ışıklar saçıyorum” demek çok kolay. Gelin, şehrin göbeğinde, kavga gürültünün ortasında, trafiğin içinde, ev kirası öderken, patronla kavga ederken “ERİN”, ben de göreyim.”
2. Duygusal Zeka – Daniel Goleman
IQ ile ölçülen zeka, insanların okul ve iş yaşamındaki başarısını belirleyen değişmez bir etken midir? Öyleyse, neden yüksek IQ’lu çocuklar, ortalama IQ’ya sahip arkadaşlarına göre hayatta daha başarısız olabiliyor?
Dr. Daniel Goleman , psikoloji alanında çığır açan bu kitabında, EQ’nun (duygusal zeka) IQ’dan daha önemli olduğunu kanıtlıyor. Duygusal zekayı, özbilinç, azim, dürtülerini frenleme, başkalarının duygularını paylaşabilme gibi özellikleri içeren bir zeka olarak tanımlıyor. Araştırma bulgularına göre, duygusal zeka yoksunluğu, kişinin aile yaşamından mesleki başarısına, toplumsal ilişkilerinden sağlık durumuna kadar birçok alanda çok kötü sonuçlar doğurabiliyor. Ancak, Dr. Goleman’a göre, duygusal zeka doğuştan gelen bir özellik değil. İnsan beyninin yapısı dolayısıyla, çocuklukta alınan duygusal dersler, yaşam boyunca davranış tarzını belirliyor.
“Depresyonun en güçlü ve terapi dışında pek az kullanılan panzehiri ise, hayatı farklı görmek ya da yeni bilişsel çerçeve yaratmaktır. Bir ilişkinin bitişiyle kederlenmek ve “demek ki ben artık hep yalnız kalacağım” gibi düşüncelerle kendine acımak doğal olsa da, yılgınlık duygusunu arttıracağı kesindir. Bir an bunun dışına çıkarak ilişkinin o kadar da harika olmayan taraflarını ve ikinizin uyuşmayan yanlarını düşünmek yani kaybınızı farklı bir açıdan görmek üzüntünün ilacıdır.”
3. Üstün Başarı – Acar Baltaş
* Çalışmak istediğiniz halde çalışamıyorsanız
* Sıkıntı ve kaygılarınızdan ötürü dikkatinizi toplayamıyorsanız,
* Yaklaşan sınavların baskısı altında eziliyorsanız,
* Öğrendiklerinizi hatırlayamıyorsanız.
Bu kitapta:
* Öğrenmenin özünü ulaşarak başarılı olmanın yolarını
* Çalışma davranışınızı, sınav kaygınızı ve stres düzeyinizi ölçmek için özel testleri,
* Hızlı okuma ve bilgiyi özümleme tekniklerini,
* Unutmayı önleme ve hafızayı geliştirme için özel yöntemleri,
* Öğrenmenin bilimsel esaslarını ve ÜSTÜN BAŞARI’ya ulaşmanın anahtarlarını bulacaksınız..
“Başarılı olmak için hedefinizi (amacınızı) tespit edin. Başarı için, öğrencinin hayattan ne beklediğini amacının ne olduğunu bilmesi gerekir. Başarılı olmanın tek ve mutlak ölçüsü iyi bir üniversiteye girmek, herkesin gıpta ettiği bir mesleğe sahip olmak değildir. Elbette önemlidir ama insan, yetenekli olduğu çok değişik alanlarda, severek yapabileceği çeşitli işlerde kendini ortaya koyabilmişse, yaşamdan zevk alan biri ise, başarılı olmuş demektir. Hayatta en büyük amaç mutlu olmaktır. Her şey bunun uğruna yapılmaktadır. Ancak herkesin mutlu olmak için kullandığı araçlar farklıdır.”
4. Savaşçı – Doğan Cüceloğlu
“Seni diğerlerinden farksız yapmaya tüm gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş başladı mı artık hiç bitmez.”
Bedenen büyüdüğü halde, duygu ve heyecanları bakımından gelişip olgunlaşamayan insanlara psikologlar yetişkin çocuk adını verirler. Yetişkin çocuğun içinde, kendinin de bilmediği, doldurulamayacak bir boşluk vardır. Bu boşluk kişinin davranışlarında kendini belirtir. Kişi mutsuzdur ve mutsuzluğunun kaynağını dışarıda bir nesne, olay ya da kişide bulur. Örneğin, mutsuz olan kişi “Bir arabam olsa (nesne), Avrupa gezisine çıkabilsem (olay), patron beni takdir etse (kişi), ne kadar mutlu olurum” diyebilir. Fakat olanaklar ve koşullar el verip arabayı alınca, Avrupa’ya geziye gidince, ya da patron kendini takdir edince mutluluğu uzun sürmez. Bu defa mutsuzluğunun nedeni olarak daha başka nesneler, olaylar ve kişiler bulur.
5. Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır – Ahmet Şerif İzgören
Kişisel gelişim kitaplarına düşkün herkesin kısa sürede okuyup bitireceği, okurken eğleneceği ve öğrendiklerini tekrar hatırlayacağı güzel sözler ve hikâyelerden oluşmuş sıcak ve içten bir kitaba imza atmış A. Şerif İzgören. Kim olduğunuz, benlik, alışkanlıklar, sevgi, işiniz, olumlu düşünce, hayat, dinlemek, mücadele, iyilik, idealler, hırs, gülümsemek, değer vermek, karar almak, doğallık, üretmek, anlamak, görünüş, inanç, iletişim, yurt sevgisi başlıkları altında kısacık hikâyelerle örülmüş bu kitapla gözünüzden kaçırdıklarınızı, üzüntülerinizin ve başarısızlıklarınızın kaynağını saptayabilir, belki de harekete geçmeyi bekleyen diğer yarınızı uyandırabilirsiniz.

“Başınıza gelen ve kötü sandığınız bir çok olayı hatırlasanız bile. Üç sene sonra düşündüğünüzde yüzünüze bir gülümseme gelir. Hayat size verilmiş en büyük armağandır. Değerini anlamasanız bile en azından hak etmeye çalışın. Hayatın ne kadar büyük bir armağan olduğunu anlamanız için başınıza mutlaka büyük bir acı gelmesini beklemeyiniz.
Gülümsemek size iç huzur getirir. Beyin vücut kaslarının hareketlerini takip eder ve hormon dengesini değiştirir. En mutsuz anınızda gülümseyin rahatladığınızı görürsünüz. Gülümsemek iletişime değer katar.”
6. Beden Dili – Joe Navarro
Emekli FBI ajanı Joe Navarro (1953), kitabında 25 yıllık kariyeri boyunca elde ettiği deneyimlerden yola çıkarak vücut dilinin şifrelerini açığa çıkarmış. Kitabın dili yalın, insan vücudunu bölümlere ayırarak gayet rahat bütünü görmenizi sağlayacak şekilde yazmış. Kitap beden diliyle ilgili bilinenlerin yanı sıra ilk kez duyulan bilgileride içeriyor.

“Yayılarak ve geriye doğru yaslanarak oturmak: Kişinin özgüveni yüksektir ve taleplerini açıkça gösterir.
Eller dizde: Kişi stres altında ve gergindir. Sakinleşmek için ellerini dizlerinin üzerinde sabitler.
Bacakları sandalyenin ayaklarına dolamak: Aniden bu hareketi yapmak korku, kaygı ya da gerginliğin işaretidir.”
7. Eşitler Evi – Üstün Dökmen
Üstün Dökmen, Eşitler Evi: Küçük Şeyler-4’te, ailede, işyerinde baskıcı tavırları açıklarken, eşitler evinin oluşturulması için bireylere düşen sorumlulukları da anımsatıyor. Evimizde, insan temel ölçüt olarak alınıyorsa, herkes birbirine eşitse, evimiz eşitler evi oluyor. Evin beyi, kendini reis olarak görüyorsa esirler evindesiniz demektir. Tüm sorun, esirler evini, eşitler evine çevirmek. Yazar, bize örneklerle, güncel olaylarla, eşitler evini kurmayı öğretiyor.

“Sözgelimi; kadın eşine: ”Bana bir gün göstermedin” diyorsa, burada, eşitsiz karı-koca ilişkisi vardır.
Toplumda, erkeğe abartılı değer verilmesi, eşitler evini bozan bir olgu. Erkeğin kadına öfkesi, baskısı da eşitler evini, esirler evine çeviriyor. Öfkenin oluşmasında, “model alma”, “eski senaryolar”, “beklenti yoğunluğu”, “bastırılmış korkular” vb. etkili oluyor. Çocuklar, büyüdüklerinde ailede gördüklerini yansıtıyorlar.”
8. Aklını En İyi Şekilde Kullan – Tony Buzan

Psikolog, eğitimci ve şair olan Tony Buzan’a göre “Beyniniz uyuyan bir dev gibidir.” Kitapta, beynin sağ ve sol yanının yanı sıra beynin alt ve üst kısımlarına, hızlı okuma ve not tutma tekniklerinden de özel hafıza sistemlerine kadar örneklerle birlikte oldukça kapsamlı bilgilere yer veriyor. Normalde beyin kapasitemizin çok küçük bir kısmını kullandığımız, artık oldukça yaygın bir bilgi. İşte bu kitap geri kalanın kullanılmayan muazzam gücünü geliştirmek için bir rehber niteliği taşıyor.
“Yunanlıların başta edebiyat ve felsefe olmak üzere pek çok alanda öncü olduklarını biliyoruz tarihten. En ünlü felsefecisi olan Aristo, hafıza konusunda bir araştırma yapmış ve vardığı sonuç hakikaten şaşırtıcı. Aristo, algı ve hafıza merkezinin kalpte yer aldığına kararını vermiş! Ve bu durum Rönesans’a kadar devam etmiş, sonrasında kafada yer aldığı ortaya çıkmış.”
9. Negatif Limanlardan Pozitif Sulara – Oğuz Saygın

Yazar kitabında isteyen herkesin hayatta başarılı olabileceğini bunun için mutlaka iyi bir niçini olması gerektiğini, yol gösterici olarak da NLP (Neuro-Linguistic Programming)’i göstermektedir. “Beyninizdeki zincirleri kırın” adlı ilk bölümde, yazar verdiği seminerler neticesinde insanlarda meydana gelen değişimin çok ilginç örneğini anlatmaktadır. Ayrıca hayatındaki büyük değişikliklere, topluluk önünde nasıl konuşmayı öğrendiğine, adanmak denilen kelimenin hayatından canlı örneklerle tarifine ve başarıyı anlatırken kendisinin nasıl başardığına değinmiştir.
İkinci bölümü NLP varsayımları ile ilgili. “Hedefe doğru” adlı üçüncü bölümde, bizlere hedef merkezli yaşamanın insanlara kazandırdıklarından söz etmektedir. “Sorular cevaplardır” adlı dördüncü bölümde, bizleri biraz düşünmeye sevk etmek için başarı ve motivasyonla ilgili güzel sözleri düşündürücü bilmecelere dönüştürerek anlatmaktadır.
“Bir şeyi gerçekleştirmeye olan arzumu üç basamakta incelenebilir. En alt basamağın adı dilektir. Eğer biz arzu ettiğimiz şeye, bir sinemaya gitmek kadar önem veriyorsak bunun gerçekleşmesi çok zordur. İstek basamağına çıkmış olan bir arzu artık bizim tarafımızdan ciddi ciddi gerçekleştirilmesi düşünülen bir hedeftir. Bu mertebeye yükselmiş bir hedefin gerçekleştirilmesine tarafımızdan yatırım yapılmaya başlanır. Üçüncü basamağın adı adanmaktır. Adanmanın en basit tarifi bir işin delisi olmaktır. Bir işin delisi oldunuz mu, artık o sizin damarlarınızda dolaşmaya başlar. Günde 24 saat onunla meşgul olursunuz.”
10. İnsan Olma Yolculuğu – Osho

Osho yirminci yüzyılın en ilham veren spiritüel öğretmenlerinden biridir. “İnsan, hayvan ve kutsal olan arasında bir köprüdür ve tabiatımızın bu ikili niteliğine dair farkındalığımızdır bizi insan yapan” der Osho . Bizi huzursuz yapan, çatışmalarla dolduran ve genelde bencillikle cömertliğin, sevgiyle nefretin, kırılganlıkla gücün, umutla çaresizliğin kavşaklarında bırakan da budur. Kırılganlıkla gücün, umutla çaresizliğin kavşaklarında bırakan da budur. İnsan Olma Yolculuğu, bu çelişkiler arasında seçim yapmak yerine, onları nasıl hayat yolculuğunun her zorluğunu olmamız gereken bireye dair yeni bir keşfe dönüştürmenin anahtarı olarak kabulleneceğimizi anlatır.
“Mutlu olduğunda sıradan olursun, çünkü mutlu olmak doğal olmaktır sadece. Mutsuz olmak sıra dışı olmaktır. Mutlu olmanın hiçbir özel tarafı yoktur… Varoluş, mutluluk denen şeyden oluşur. Mutsuzluk seni özel kılar. Mutsuzluk seni egoist yapar. Mutlu bir insana kıyasla, mutsuz bir insanın daha yoğun egosu bir vardır. Mutlu bir insanın egosu olamaz, çünkü insan ancak ego olmadığında mutlu olabilir… Mutlulukla bir arada var olamazsın; yalnızca mutsuzlukla var olabilirsin. Mutlulukta çözünme vardır.”
“Ford ilk arabasını ürettiğinde geri vitesi yoktu. Eve dönmenin çok zor olduğunu uzun zaman sonra fark etti. Uzun dönüşler yapmak, gereksiz kilometreler kat etmek zorundaydın geri gidebilmek için. Bunun üzerine geri vites eklendi. Ama zamanda geri vites yoktur, geri dönemezsin.”
11. Beynine Format At – M. Barış Muslu

“Pozitif düşün, hayallerin gerçek olsun” diyen, kişisel gelişim kitaplarından farklı olarak, NeuroFormat yöntemiyle, bütün korkularınızdan, fobilerinizden, sigara bağımlılığından, kilolarınızdan kurtulmanızı, kronik ağrılarınıza, hayatınızı zorlaştıran yanlış inançlarınıza son vermenizi sağlıyor Barış Muslu bu kitabıyla.
Beynimizin ve bilinçaltımızın ne kadar güçlü olduğu sürekli söylenir. Ancak bilinçaltı çok güçlü olsa da, ne yazık ki çok da akıllı değil. Yaptığımız en büyük yanlış, onun mükemmel bir bilge olduğunu ve bir anda son haline geldiğini düşünmek. Ancak bu doğru değil. Beynimiz yenilenmeden, şu anki ihtiyaçları planlanmadan bu hale gelmiş. Ek yazılımlar, yamalar daha eski programlara eklenmiş. Milyonlarca yıl önceki ihtiyaçlara cevap veren yazılımlar hala çalışmaya devam ediyor. Bir başka deyişle yeni programlar eskilerle beraber çalışıyor.
“Bilinçaltımız negatifleri işleyemiyor. Bir başka deyişle, aklımıza her ne geliyorsa o bilinçaltımız tarafından “istediğimiz” ya da karşı karşıya kaldığımız bir durum olarak algılanıyor. İşte sırf bu yüzden, iyiyi düşünenler daha iyi, kötümserler daha kötü hayatlar yaşıyor. Bilinçaltımız, genel kural olarak, bize neye odaklanırsak bize onu yaşatıyor.”
12. Kendine İyi Bak Enneagram İle Kişilik Analizi – Uğur Batı
Enneagram, dünyanın kişilik tanıma, kendini tanıma konusunda en etkili yöntemi. ABD’de en çok satan konular arasında yer alıyor. Dünyanın en prestijli üniversitelerinden Standford MBA programının ders programında yer alıyor. Harvard Hukuk Fakültesi’nde uygulamalı mahkeme savunmalarında pratik ediliyor. Yine dünyanın en prestijli üniversitelerinden USC ve UCLA’de MBA programlarında liderlik eğitiminde kullanılıyor.

Kitap 2 bölümden oluşmaktadır: 1. Bölümde Ennagram ile kişilik analizi anlatılmaktadır. 2. Bölümde ise Enneagram tipleri anlatılmaktadır. Uğur Batı kitabında bizi hayatımızın akışında farkına varmadan kaçırdığımız, basit gibi görünen birçok ayrıntıyı yeniden anlamlandırmaya davet ediyor. Sorular soruyor ve kendi sorularımızı sormamız için bizi kışkırtıyor adeta.
Enneagram ,insanları, dünyaya bakış açılarına, dünyayı algılayıp değerlendirme ve tepki verme şekillerine göre dokuz farklı kişilik tipine ayırır. Bu tipler ise şöyle:
§  Mükemmeliyetçi / Reformcu,
§  Yardımsever / Şefkatli
§  Başarı Odaklı / Motivatör
§  Özgün / Bireyci
§  Araştırmacı / Gözlemci
§  Sadık / Sorgulayıcı
§  Maceracı / İstekli
§  Meydan Okuyan / Lider
§  Barışçı / Uzlaştırıcı
13. Güzel ve Etkili Konuşma Sanatı – Emin Özdemir

Kitap, birbiriyle bağıntılı beş ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde konuşmanın günlük yaşamımızdaki yeri ve işlevi üzerinde durulmuştur. Ayrıca güzel ve etkili konuşma sanatı açısından kendi konuşmamızı değerlendirme, kendimizin bir özeleştirisini yapma işi, eleştirel nitelikli kılavuz sorularla gösterilmiştir.
İkinci bölümde bir konuşmayı yapılandıran temel öğeler, bu öğelerin belirleyici nitelikleri işlenmiştir. Üçüncü ve dördüncü bölümlerde de konuşmaların hazırlanış evreleri, sunuluş biçimleri ele alınmıştır ayrı ayrı. Son bölümde ise konuşmanın değişik türleri topluca sergilenmişti
Güzel ve Etkili Konuşmanın İlkeleri Nelerdir:
§  İyi Bir Konuşma, Yıkıcı Değil, Yapıcıdır: Yapıcı konuşma, dinleyicilerin inançlarını, değer yargılarını, düşüncelerini olumlu bir yönde değiştirmeyi amaçlar.
§  İyi Bir Konuşma, İlginç ve Değerli Konuları Kapsar.
§  İyi Bir Konuşma, Konuşmacının Kişiliği İle Bütünleşir.
§  İyi Bir Konuşma, Belli Bir Amaca Yönelir.
§  İyi Bir Konuşma, Konuşmayı Etkileyen Etkenleri Çözümleyerek Oluşur.
§  İyi Bir Konuşma, Sağlam Bir Konuşma Yöntemi Üzerine Kurulur. Genellikle konuşmalarda dört ana amaç ve bu amaçlara yönelik dört ana yöntem vardır: Tartışma, savunma, öğretme ve duygulandırma.
§  İyi Bir Konuşma, Dinleyicilerin İlgi ve Dikkatini Toplar.
14. Güçlü Hafıza – Ahmet Yıldız

Güçlü Hafıza beyni etkili ve doğru kullanmak için yazılmış bir kişisel gelişim kitabıdır. Çok zeki diye gözüken kişilerin aslında bizden hiçbir farkının olmadığı, sadece bilerek ya da bilmeyerek beynini doğru kullandıkları araştırılmıştır. Eğer her insanın beyin yapısı aynıysa, neden bazıları hafızalarını etkili kullanıyor da, bazıları kullanamıyor, diye bir soru aklınıza gelebilir. Cevap, herkesin beyin yapısı ve hafıza gücü aynı olabilir, ama herkes onu tanıyıp, bu gücü kullanamıyor. Kullananlar ise bunu nasıl kullandıklarını bilmiyorlar.
Ahmet Yıldız, herkesin güçlü hafızası olması için bir formül geliştirdi.
Beynimizin (Hafıza) Çalışma Prensibi+Güçlü Hafızaya Ön Hazırlık+Hafıza Biyolojisi+Hafıza Destek Sistemleri+Güçlü Hafıza Tekniklerinin ilkeleri+Güçlü Hafıza Teknikleri= GÜÇLÜ HAFIZA
“Unutkan insan yoktur,hafızasının nasıl çalıştığını bilmeyen insan vardır.”
“Dünyadaki en hızlı ve güçlü bilgisayarlardan birisi: NASA’nın kullandığı CRAY’dır. Yaklaşık olarak 7 ton ağırlığında olan bu bilgisayar, saniyede yarım milyona yakın işlem gerçekleştirebilmektedir. CRAY’in “100 sene” çalışarak gerçekleştirebileceği toplam işlem sayısını, iki kilogramdan hafif beynimiz ise sadece “iki saatte” gerçekleştirebilmektedir.”
15. Her Şey Seninle Başlar – Mümin Sekman
Çok satan kişisel gelişim kitabı yazarlarından olduğu için listeye dahil ettik. Kitabını yazma öyküsünü şöyle anlatır.

“Bu kitap üniversite öğrencisiyken kurduğum bir hayalden doğdu. Başarılı olmak ile ilgili temel bilgileri, olabildiğince çok sayıda başarılı olmak isteyen insana iletmeyi hayal ediyordum. Başarılı insanların inceleyip, nasıl başardıklarını analiz edip, başarılı olmak isteyenlere anlatıyorum. Bir tür entellektüel Robin Hoodluk yapıyorum. Kitabın içinde yerel ve evrensel örneklerle, başarısızlığın nasıl öğrenildiği ve başarılı olmanın nasıl öğrenilebileceği anlatılıyor.”
“Çaresizlik öğrenilmiştir. Başarılı olmak da öğrenilebilir. Sende sandığından fazlası var! Gelebileceğin en iyi yerde değilsin. Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır. Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur. Rüzgârı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren. Seyirci koltuğundan sıkıldıysan sahneye çık. Zirvede her zaman bir kişiye yer var. Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın. Her şey seninle başlar”
“Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın. Seçim senin!”


28 Mayıs 2017 Pazar

Manisa'da Son Depremler Ve Uzman Açıklamaları 7 Şiddetinde

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü Prof. Dr. Ahmet Ercan, Manisa'nın Gölmarmara İlçesi'nde meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntıların en az 15 gün sürmesinin beklendiğini söyledi. Prof. Dr. Ercan, bölgede önümüzdeki aylarda veya yıllarda da bunun gibi veya daha büyük depremlerin olacağını belirtti. 28 Mayıs 2017 Pazar 15:00 0 A + A - Yazdır 'AKHİSAR KIRIĞI DİRİ' Deprem uzmanı Prof. Dr. Ercan, "Merkez üssü Gölmarmara'nın Deynekler mahallesi olan 5.1 büyüklüğündeki deprem, 13,2 km derinde oldu. Ancak, deprem Ege'nin çok geniş bir alanında İzmir, Aydın, Balıkesir, Uşak'da, Denizli'de büyük sarsıntı olarak duyuldu. Geçen 21 Nisan'da biri Manisa'nın Saruhanlı ilçesinde 5.1, diğeri de Selendi ilçesinde 5.0 olmak üzere peppeşe iki deprem olmuştu. 8 Şubat 2012'de de Manisa'nın Kırkağaç ilçesinin kırsal mahallesi Kuyucak'ta 8.7 km derinde 4.2 büyüklüğünde bir deprem olmuştu. Kırkağaç, daha önce, 1942 yılında 6.0 ile 6.5 büyüklüğünde depremler üretmişti. Kırkağaç, birinci önemde deprem bölgesidir. Bu bölgede K150D uzanımlı Akhisar kırığı ile buna koşut ikincil kırıklar diridirler. Uzaydan konum belirleme ölçümlerine göre Akhisar-Manisa arası uzun yıllardır, orta ile büyük bir deprem üreterek, boşalmak üzere gerilmektedir" dedi. 'GERGİNLİĞİ BOŞALTMAYA 5.1 YETMEZ' Bölgede yıkıcılık eşiğinin 6.4 olduğunu söyleyen Prof.Dr. Ahmet Övgün Ercan, şöyle konuştu: "On yıllardır bu bölgede beklediğim deprem 5.0 ile 6.5 büyüklüğü arasında iken, bir yıldır süren artçı depremler 4.0 ve 4.3 büyüklüğü arasında sürmüştür. Bu bölgedeki gerginliğin boşalması için 5.1'lik depremin yetmeyeceği kanısındayım. Ne var ki bu depremin ardından daha büyük bir depremin geleceğine ilişkin bir bilgi yoktur. Bu bölgede gelecek aylar ya da yıllarda bu gibi ya da daha büyük depremler olacaktır. Yapılaşma niteliğine göre, bu bölgede depremlerin yıkıcılık eşik değeri 6.4 büyüklüğündedir. Bu bölgedeki depremler Ege göçüntü türü depremleriyle ilişkili olması nedeniyle özellikle Manisa Ovası ile İzmir'de Yamanlar Dağı ile İzmir Körfezi arasındaki kötü yerlerdeki yapılaşmalarda çok güçlü sarsıntılar olarak duyulmaktadır. Manisa'da olabilecek bu büyüklükteki depremlerin yığma köy evleri dışında etkili olması beklenmez. Bu depremlerin artçıları 4.0 ile 4.3 arasında en az 15 gün sürmesi beklenmelidir. Manisa'nın yapılaşma için deprem çekincesi 7.0 büyüklüğündedir."